.
Çeviri: @FKoyuncuer
Sincar dağlarındaki savunma birliklerinde bulunan bir komutan ÊzîdîPress’e yaptığı açıklamada daḡdaki durumun çok kötü olduğunu ve özellikle de daḡdaki yaklaşık 7000 sivilin sağlık durumunun endişe verici olduğunu söyledi. Gıda ve içme sularının bitmek üzere olduğunu bildiren komutan, insanların bu yüzden gıda ve su tüketimlerini azaltmak zorunda kaldığını, bundan dolayı gerek çocuklara gerekse yetişkinlere artık günde sadece bir öḡün yemek verebildiklerini ifade etti. Anneler çözüm olarak çocuklarını bütün gün uyutmaya çalışıyor, uyumayanlar da bir müddet sonra ağlamaktan yorgun düşüp uyuyor. Çocuklarının göz göre açlıktan kırılması anneler için dayanılacak gibi deḡil. Ekibiyle birlikle daḡda bulunan Dr. Babir de Al-Jazeera aracılığıyla yaptıḡı açıklamada durumdan duyduḡu kaygıyı dile getirerek, yaklaşık 400 çocuḡun içecek sütlerinin olmadıḡına dikkat çekti. Yeteri kadar ilaç ve tıbbi bakım olmadığından hem dağdaki hemde dağın birkaç kilometre uzağında bulunan kutsal mekan Şerfeddin’deki hastaların durumunun gün geçtikce kötüleştiğini, daha dün yaşlı bir adamın hayatını kaybettiğini belirtti.
(23 Ekim 2014)
.
Dr. Babir’in açıklamaları da durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. ‘’Insanların ayakkabıları ve elbiseleri yok. Her gün yaklaşık yüze yakın kişiyi muayene ediyorduk. Bunların çoğu soğuktan ve yaralanmalardan kaynaklanan rahatsızlıklardan dolayı bize geliyordu. Bunun dışında hipertansiyon, diyabet ve ishal gibi rahatsızlıklar yaygın. Savunma birimleri komutanı da muhabirimize verdiği demeçte bunları doğruladı. “Özellikle de çocuklar, kadınlar ve yaşlılar IŞID’in kuşatmasından dolayı çok tedirgin. Yardımlar çok nadiren ve sadece helikopterle geliyor, gelen yardım da çok yetersiz ve çoğu kişiye ulaşmıyor. Mesela daha dün iki Peşmerge helikopteri yardım getirdi, ama yetersiz.’’ General Qasim Shesho insani durumun tam bir felekat olduğunu, sivillerin tahliye edilmesi gerektiğini ve bunun için uluslararası bir kurtarma çalışmasının olması gerektiğini, nadiren gelen helikopterlerin sivillerin sadece bir kısmını kurtarabileceğini ifade etti.
.
Komutan ayrıca dağlardaki sivillerin özellikle geceleri soğukla mücadele etmek zorunda olduğunu söyledi. “Sadece bir kaçının çadır ve dayanıklı giysileri var. Yeterince battaniye yok”. Çatışma esnasında insanların dağlarda korunacak yer aradıklarını söyleyen komutan çocukların çoğunun travma geçirdiğini, bu zorlu şartlara bir de gün boyu süren yağışlar eklenince birçok kişinin soğuk algınlığı ve diğer hastalıklara yakalanmasının içinde bulundukları durumu daha da zorlaştırdığını ifade etti. (Aşağıdaki video da, bu durumu gözler önüne seriyor).
[slideshow_deploy id=’4841′]
Komutan Sincar dağlarındaki sivillerin tahliye edilmesi için Irak Kürt yönetimi, Irak hükümeti ve uluslararası topluma çağrıda bulunuyoruz dedi. Üst komutan Haydar Shesho direniş birliklerinin sivillerin hayatlarını korunmak için ölmeye hazır olduklarını; ancak onların da silahlarla donatılması ve tahliye edilmesi gerektiğini beyan etti.
Birleşmiş Milletler de bir kaç gün önce yaptığı açıklamada IŞID üyesi teröristlerin Êzidilere yaptıklarının bir soykırım olarak ilan etmişti. Insan hakları örgütü “Human Rights Watch“ da bu konu hakkında „insanlığa karşı işlenen suç“ adında bir rapor yayımladı. Sincar Dağının kuşatıldığı 3 Ağustos’tan bu yana 5000’den fazla Êzîdî öldürüldü, 7000’e yakın kadın ve çocuk kaçırıldı ve 400.000 Êzîdî topraklarını terketmek zorunda kaldı. IŞID üyesi teröristlerce kaçırılan yüzlerce erkeğin akibeti ise halen bilinmiyor.
.
Bunun dışında çoğunluğu Güney Kürdistan bölgesine kaçmak zorunda olan mültecilerin durumu da çok iyi değil. Yağmurlar mülteci kamplarında sellere yol açtı ve sayısız çadır harap oldu. Êzîdîlerin yanı sıra, Şiiler, Hristiyanlar, Sünniler ve daha birçok azınlık ve Suriye’den gelen mülteciler etkisini iyiden iyiye hissetirmeye başlayan kış mevsiminde hayatta kalabilmek için yardım bekliyor.
Terörist İslam Devleti’nin büyük saldırısı 20 Ekim Pazartesi tarihinde başladı. O günden bu yana Şingal savunma birimleri tarafından kontrol altına alınmış olan köylerin neredeyse tümünü ele geçirmeyi başardı. Savunma birimleri arasında birçok Alman vatandaşı Êzîdî de bulunuyor. ÊzîdîPress muhabirinin telefonla görüştügü bir savaşcı Alman kükümetinin kendilerine yardım etmesi gerektiğini vurguladı. Olur da IŞID üyesi teröristler tarafından yakalanıp ve serbest bırakılmamız için fidye istenirse, kesinlikle hayır denilmesi gerektiğini söyleyen savaşcı, “IŞID’e maddi destek sağlanmasına katkıda bulunmaktansa, ölmeyi tercih ederim“ dedi.
ÊzîdîPress’e konuşan komutan sözlerine şöyle devam etti: ‘’IŞID teröristleri dün Şerfeddîn yakınlarında saatlerce sivillere ve Şingal savunma birimlerine havan mermisi ile ateş açtı. Savunma birimlerinin püskürttüğü saldırıda bir IŞID aracı imha edildi. Olayda aracın içindekiler öldürüldü ve birçok terörist yaralandı.
.
Şu an ağır çatışmalar dağın güneyinde devam ediyor. Dağa çıkmaya çalışan IŞID teröristlerine yakındaki Tal Afar kasabasındaki ve Suriye-Irak sınırındaki terör örgütleri destek veriyor. Kısmen dağa ulaşabilen teröristler Êzîdîler için kutsal olan ve sivillere sadece bir kaç yüz metre uzaklıkta olan Memê Reşan türbesine saldırdı. Saldırılar YBŞ und YPG birimleri tarafından püskürtüldü ve olayda birçok terörist öldürüldü (Gefechte vom 24. Oktober in der Übersicht).
Komutanın açıklamasına göre bu yeni büyük saldırının başladığı günden bu yana 360 IŞID teröristİ öldürüldü ve onlarca silahlı araç da imha edildi. Komutan kendilerinin de 60 savaşçısının şehit düştüğünü açıkladı. Bunlar arasında Alman vatandaşı bir Êzîdî olan üst düzey komutanı Şeyh Kheri’inin de bulunduğunu söyleyen komutan, Kheri’nin Laliş’de defnedilğini bildirdi.
Savaşçıların hala yeteri kadar ağır ve zırh delici silahlari yok. Bu son saldırılarda IŞID’in teknik açıdan kendilerinden çok daha donanımlı olduğunu gördüklerini söyleyen komutan, onları püskürtmemiz için ağır silahlara ihtiyacımız var dedi. “Dağ tamamen teröristler tarafından kuşatılmış ve bütün kara yolları kapatılmış durumda. Çevre bölgelerden de sürekli takviye getirtiliyor” diye ifade etti.
.
Savunma birimleri; dağdaki ve Şerfeddin’deki sivilleri korumak ve olası saldırılara karşı anında karşılık verebilmek için gündüz ve özellikle gece nöbet tutmak zorunda kalıyor. Ellerindeki tek elektrik jeneratörünün de sürekli arızanlıdığını söyleyen komutan “gün geçtikçe teröristler bize daha da yaklaşıyor ve aramızdaki mesafe şuan sadece bir kaç kilometre“ dedi. Komutan sözlerine şöyle devam etti:
‘’Dün hava saldırıları gerçekleşmedi. Perşembe günü, Irak helikopterleri dağın güneyini bombalayıp birçok teröristü öldürdü. Bunun dışında koalisyon güçleri tarafından Şingal yakınlarına hava saldırıları gerçekleştirildi. Komuta merkezine Şerfeddin’in koordinatları verildiği halde ve hava şartlarının da uygun olmasına rağmen buraya hiçbir hava saldırısı gerçekleşmedi. Bu nedenle teröristler bu bölgeye doğru gelmeye devam ediyor. Burası düşerse teröristler kolayca dağa çıkacak. Peşmerge Ordusunun müdahale etmesi lazım. Aksi taktirde uluslararası toplumun başka katliamların önlenmesi için müdahale etmesi gerekiyor. Durum çok kötü ve her an daha da kötüleşebilir. Zamanla yarışıyoruz, her ne kadar bir önceki gece sakin geçse de’’.
[slideshow_deploy id=’4838′]
êzîdîPress, 25 Ekim 2014
